Dua

Dua etmek, yüce Tanrı’nın huzuruna çıkıp O’nunla görüşmek demektir. Bir kişi, kralın huzuruna yıkanmadan ve güzel bir şekilde giyinmeden çıkmaz! Ama Tanrı manevi bir kraldır.

Sadece bedensel olarak yıkanmamız yetersizdir. İncil’de “herkes günah işledi ve Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kaldı” diyor (Romalılar 3:23). İşlediğimiz günahlar ve itaatsizliklerden dolayı, iç haya-tımız kirlenmiştir. O zaman Tanrı’nın kutsal huzuruna nasıl çıkarız?

İsa Mesih’in çarmıhta akıtılan kanı, O’na iman eden herkesi günahtan kaynaklanan bu manevi kirlilikten arındırmaktadır.

İncil’de kullanılan bir deyişe göre, İsa’nın kanı sayesinde Tanrı’nın kutsal huzuruna girmek için “cesaretimiz vardır.” Protestanlar olarak, Tanrı katında arındığımız bilincinde olduğumuz için, Tanrı’ya yaklaşmakta büyük bir özgürlüğe sahibiz.

Belirli saatlerde veya konumlarda dua etmemiz gerekmez. Toplanmışken veya yalnız başınayken her zaman Tanrı’nın huzuruna çıkıp O’nunla görüsebiliriz.

Tapınma toplantımızda da, Kutsal Ruh yönetimi altında olarak özgürce şükrederiz, hamdederiz ve istekte bulunuruz.

Mesih’in kanı bizi Tanrı’yla barıştırdı ve artık Tanrı “Göksel Babamız”dır. Bu bağlamda, İsa bizi dua konusunda şöyle özendirmektedir:

Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapıyı çalana kapı açılır. Hanginiz kendisinden ekmek isteyen oğluna taş verir? Ya da balık ister de ona yılan verir? Sizler kötü yürekli olduğunuz halde çocuklarınıza güzel armağanlar vermeyi biliyorsanız, göklerde olan Babanızın, kendisinden dileyenlere güzel şeyler vereceği çok daha kesin değil mi?

(İncil, Matta 7:7-11)

 
Kilise.org